Türkiye’de yapay zekâ pazarlama, ilgili departmanlar tarafından çoğunlukla ve sadece otomasyon için kullanılsa da bundan çok daha fazlasını yapabilir. Yapay zekâ ile dijital pazarlama hiç olmadığı kadar kişisel, etkili ve verimli olabilir. Yani onunla hem rutin pazarlama görevlerini otonom hâle getirebilir hem de kampanyaları baştan sona yürütebilirsiniz. Bu teknolojinin sunduğu kişiselleştirme özellikleri ve sahip olduğu analitik yetenekler, marka mesajınızın doğru kişiye doğru anda ve doğru kanal üzerinden iletilmesini sağlayacaktır. İster başarılı ürün lansmanları gerçekleştirmek ister binlerce alıcının her biri için kişisel bir e-posta oluşturmak ister sadece analiz yapmak hedefinde olun, yapay zekâ size kolay, hızlı ve etkili bir şekilde yardımcı olabilir.
Yapay zekânın tüm bunları elde etmek için nasıl kullanılabileceğinden, otomasyondan fazlasını nasıl sunabileceğinden ve pazarlamacıların işini nasıl kolaylaştırabileceğinden bahsedeceğiz. Başlamadan önce, size tüm kampanyalarınızda yardımcı olacak AI destekli bir araç arıyorsanız Bitrix24’ün en uygun seçenek olacağını belirtelim. Bitrix24 çözümleri; pazarlama araçları, görev yönetimi ve otomasyon gibi pek çok farklı modülü bir arada sunar ve tüm bunları yapay zekâ destekli bir asistan ile kullanabilmenizi sağlar. Yapay zekâ pazarlama sırları peşindeyseniz Bitrix24 onları keşfetmeniz için ihtiyacınız olan her şeyi size sunar.
Geleneksel pazarlama otomasyonunun (ve tekniklerinin) sınırlamaları ile başlarsak yapay zekânın sağlayabileceği faydalar hakkında daha net bir fikrimiz olur. Geleneksel teknikler, yıllardır dijital pazarlama stratejilerinde kullanılıyor olsalar da modern dünya için giderek daha yetersiz hâle geldiklerini söylemek mümkündür. Potansiyel müşteri adaylarına ve müşterilere, kişiselleştirilmiş deneyimler sunma ve onlarla anlamlı bir şekilde etkileşim kurma konusunda yetersiz kalmaları bunun temel nedenidir.
Bu durum, statik segmentlere ve önceden tanımlanmış kurallara dayalı olmalarından kaynaklanır. Yani müşterileri bireysel düzeyde analiz edemezler, bunun yerine geniş demografik özelliklere veya davranışlara dayanan segmentler kullanırlar. Bunun sonucunda, müşterilere doğrudan kendilerine hitap etmeyen, genel geçer mesajlar gönderilir. Oysa McKinsey tarafından yürütülen bir araştırmaya göre müşterilerin %71’i kişisel etkileşim bekler ve %66’sı bu gerçekleşmediğinde hayal kırıklığına uğrar. Aynı araştırma, kişiselleştirmenin bir işletmenin büyümesini %40’a kadar artırabildiğini de göstermektedir.
Geleneksel tekniklerin anlamlı bir şekilde etkileşim kurma konusunda da yetersiz olduğunu yukarıda belirtmiştik. Bu, basitçe “robotik”, yani müşterinin gerçek bir insanla muhatap olmadığını anlayabildiği bir etkileşim anlamına gelir. Geleneksel modellerde, müşteriyi satış hunisinde ilerletmek için genel iş akışı otomasyonu kullanılır. Bu otomasyon kişisel değildir ve genel geçer kurallar üzerine kuruludur.
Örneğin alışveriş sepetini terk eden bir müşteri düşünelim. Geleneksel bir model, bu durumda otomatik olarak tetiklenen bir e-postayı müşteriye gönderir ancak bu mesajın içeriği kişisel değildir, yani müşterinin mevcut durumu veya tercihleri dikkate alınmaz. Oysa yapay zekâ destekli bir otomasyon sistemi, müşteri davranışlarını analiz edebilir ve satın alma geçmişi, gezinme davranışı ve hatta konum gibi dış etkenleri hesaba katarak e-posta mesajlarının içeriğini gerçek zamanlı olarak oluşturup tamamen kişisel hâle getirebilir.
Özetleyecek olursak; geleneksel teknikler, pazarlama mesajları oluştururken müşterinin mevcut durumunu veya tercihlerini dikkate almaz, bireysel tercihler veya ihtiyaçlar yerine statik segmentlere ve önceden tanımlanmış kurallara dayanır, değişen müşteri davranışlarına veya tercihlerine uyum sağlayamaz, kişiselleştirilmiş etkileşimler yerine genel iş akışları ve mesajlar kullanarak müşterilerle anlamlı bir şekilde etkileşim kurmakta zorlanır.
Bitrix24, yapay zekâ destekli asistanı, otomasyon araçları ve görev yönetimi modülleriyle tüm kampanyalarınızı tek platformda yönetmenizi sağlar.
Şimdi Başla!Yapay zekâ algoritmaları, önceden tanımlanmış kurallara ve iş akışlarına dayanan geleneksel pazarlama otomasyonunun aksine, öğrenme, uyum sağlama ve karar alma yeteneğine sahiptir. Aynı nedenle, müşterilere son derece kişiselleştirilmiş ve anlamlı bir etkileşim sunarak hem dönüşümü hem de sadakati artırabilirler.
Müşteri verilerini, davranışlarını ve tercihlerini belirlemek etmek için binlerce farklı veri noktasını analiz ederek ve makine öğrenimi algoritmalarını kullanarak bunu yaparlar. Bu analiz sonucunda elde edilen içgörüleri kişiselleştirilmiş pazarlama kampanyaları oluşturup yürütmek, ürün veya hizmet önermek ve hatta müşteri kaybını tahmin etmek için kullanabilirler.
Geleneksel otomasyonun aksine, yapay zekâ pazarlama otomasyonu zaman içerisinde daha iyi hâle gelme ve uyum sağlama özelliklerine sahiptir. Yani müşterilerle etkileşim kurdukça ve daha fazla veri topladıkça kendilerini eğitir, neyin işe yaradığını ve neyin yaramadığını görür ve performanslarını artırabilirler. Statik segmentlerin veya sabit kurallara dayalı iş akışlarının kısıtlamalarına tabi değildirler. Satış hunisi içerisinde atılan her adım, elde edilen sonuçlara dayalı olarak optimize edilir ve daha kişisel hâle getirilir.
Pazarlama otomasyonu ile yapay zekâ arasındaki bağlantıyı somut bir örnekle açıklayalım. AI destekli bir algoritma işe “keşif” aşaması ile başlar. Bu aşamada amaç, yüksek potansiyel taşıyan müşterileri belirlemektir. Bunu yaparken makine öğrenimi algoritmalarını kullanarak kullanıcı davranışlarını analiz eder, potansiyel müşteri profillerini çıkarır ve hatta hedef kitlenin sosyal medya aktivitelerini inceler. LinkedIn gibi platformlardan iş unvanlarını (ve bu unvanlardaki değişiklikleri) tespit eder. Tüm bu verileri birleştirerek, satış veya pazarlama ekiplerine en uygun temas noktalarını ve doğru zamanlamayı sunar.
Potansiyel müşteri oluşturma safhası tamamlandıktan sonra yapay zekâ onları satış hunisi boyunca ilerletmeye başlar. Örneğin kişisel bir e-posta kampanyası düzenler, belirlediği müşterilere özel indirimler oluşturur, standart reklam mesajlarının ötesine geçerek tam olarak onlara hitap eden bir içerik sunar.
Amaç, ilk satın alma işlemini tamamlatmaktır ve bundan sonra AI algoritmaları sadakat oluşturmak ve tekrarlayan alışverişleri teşvik etmek için çalışmaya başlar. Amazon bunun iyi bir örneğidir. Bu marka, bir müşterinin satın alma geçmişine ve gezinme davranışlarına göre ürün önermek için yapay zekâ destekli öneri motorları kullanır ve bir McKinsey raporuna göre bu öneriler toplam satışlarının neredeyse %35’ini oluşturur. Benzer bir örneği Netflix için de verebiliriz. Aynı rapora göre kullanıcıların Netflix üzerinde izlediği şeylerin %75’i, AI destekli bir öneri motoru tarafından seçilir.
Bu, sadece bir otomasyondan çok daha fazlasıdır. Yapay zekâ, tüm bu süreçleri otonom şekilde yürütebilir ancak sunduğu şey sadece satış veya pazarlama departmanlarının iş yükünü azaltmakla ilgili değildir. Bu teknoloji sayesinde hiper kişiselleştirme (hyper-personalization) elde etmek de mümkün olur.
Türkiye kampanyalarında otomasyon çoğunlukla iş süreçlerini otomatik hâle getirmek için kullanılır fakat yapay zekâ ile daha fazlası elde edilebilir. Hiper kişiselleştirme bunlardan biridir ve modern müşterilerin artık her markadan beklediği bir standart hâline gelmiştir. Bu terim, en basit şekliyle her müşterinin deneyimini bireysel düzeyde kişiselleştirmek anlamına gelir.
Böyle bir deneyimin insan çalışanlar tarafından sunulması imkânsızdır çünkü sıradan bir e-posta kampanyasının bile binlerce alıcısı olabilir. Benzer şekilde, bir web sitesinin mağaza kısmını her gün yüzlerce kişi ziyaret edebilir. Tüm bu farklı kişilerin her birine özel ve kişisel bir deneyim sunmak insan bir çalışan için imkânsız olacaktır ama yapay zekâ bunu zorlanmadan yapabilir.
Gerçek zamanlı veri analizi ve davranış tahmini kullanarak, AI algoritmalarının tüm deneyimleri bireysel düzeyde kişiselleştirmesi mümkündür. Böyle bir kişiselleştirme; gezinti geçmişi, satın alma davranışı ve sosyal medya etkinliği gibi müşteri verileri analiz edilerek yapılır. Yani yapay zekâ, çok büyük miktarlarda veri noktasını gerçek zamanlı analiz edip sonuçlar çıkararak, müşteriye göre sunacağı içeriği veya kuracağı etkileşimi belirler.
Bu, pazarlamada inanılmaz bir fark yaratabilir. Çok yüksek bir yatırım gerekmeden, KOBİ’ler bile büyük markalarla eşit şartlarda rekabet etme fırsatı yakalar. Yapay zekâ algoritmaları sayesinde gelen kişisel içerik ve etkileşim özellikleri, deneyimleri bireysel düzeyde kişiselleştirerek hedefli ve etkili bir pazarlama yapılabilmesini sağlar.
Hiper kişiselleştirmenin yanı sıra, yapay zekâ destekli pazarlama otomasyonu sayesinde birden fazla kanal üzerinden yürütülen kampanyalarda da tutarlılık sağlamak mümkündür. Örneğin blog sayfaları, sosyal medya ve mobil uygulamalar üzerinden aynı anda bir kampanya yürüttüğünüzü düşünün. Marka mesajınız, tüm bu kanallar arasında değişmeden aynı tonu ve dili korumalıdır. Böylece müşteri, hangi kanalı kullanırsa kullansın, tutarlı bir deneyim ve aynı bağlamı elde eder.
Yapay zekâ, örneğin sohbet robotları tüm bu kanallara entegre edilerek bunu zorlanmadan yapabilir. Yukarıdaki örneğe geri dönelim ve hem blog sayfalarında hem sosyal medya hesabında hem de mobil uygulamada AI destekli bir sohbet robotu kullanıldığını düşünelim. Müşteri, kanallar arasında geçiş yaptığında bile kişisel ve tutarlı bir deneyim elde etmeye devam edebilecektir çünkü AI algoritmaları onu ve önceden kurduğu tüm etkileşimleri hatırlayacaktır.
Hatta bunu o müşteri ilk kez etkileşim kuruyor olsa bile yapabilirler çünkü sosyal medya, e-posta ve müşteri geri bildirimleri dâhil olmak üzere birden fazla kaynaktan gelen müşteri verilerini analiz ederek zaten bir profil oluşturmuşlardır. Yani bir müşteri olarak örneğin mobil uygulamayı ilk kez kullanıyor olsanız bile son derece kişisel bir deneyim elde edebilirsiniz. Yapay zekâ sizi zaten tanıyordur.
İçerik ve etkileşimin bu düzeyde kişiselleştirilmesi, işletmelerin müşterilerde karşılık bulan bağlamsal ve uyarlanabilir mesajlar sunarak sadakati artırmasını sağlar. Her kanal için farklı çalışanlar istihdam etmeye ve onları eğitmeye gerek kalmadan, müşteri deneyiminin daima aynı ve kişisel kalmasını sağlamak mümkün olur.
Yapay zekâ destekli pazarlama otomasyonu ile elde edilebilecek şeylerden biri de öngörücü müşteri hizmetleridir. Bu, AI algoritmalarının büyük miktarda müşteri verisini analiz ederek ihtiyaçları ve sorunları ortaya çıkmadan önce tahmin edebilmesi anlamına gelir. Yani yapay zekâ kelimenin tam anlamıyla proaktif hizmet ve destek sağlar.
Öngörücü müşteri hizmetleri ve proaktif etkileşim, işletmelerin müşterileriyle uzun vadeli ilişkiler kurmasını kolaylaştırır. Üstelik bunu yapmak için çok yüksek maliyetli bir yatırım yapılması da gerekmez. AI destekli bir sohbet robotu, öngörücü müşteri hizmetleri sunmak için yeterlidir. Bazı örnekler verecek olursak:
Her hâlükârda bu tür proaktif mesajlar müşterilerle daha kişisel ve daha derin bir bağ kurulmasını sağlar. Bu da hem sadakati hem de markaya olan güveni artırır. En iyisi de tüm bu sürecin tamamen otomatik olarak yürüyebilmesidir. Hiçbir insan müşteri temsilcisinin bu işlere zaman ayırması gerekmez.
Artık yapay zekâ destekli pazarlama otomasyonunun işletmenize neler sunabileceğini biliyorsunuz. Peki ondan yararlanmaya nasıl başlamalısınız? Diğer bir deyişle yapay zekânın pazarlama otomasyonu gücünü kendi işletmeniz için nasıl kullanabilirsiniz?
Yapay zekânın gücünü pazarlama otomasyonu ve daha fazlası için kullanmaya karar verdiyseniz yapılandırılmış bir yaklaşım ile işe başlamalısınız. İlk olarak yapay zekâ destekli pazarlama stratejiniz için net hedefler ve amaçlar belirleyin. Neyi başarmak istiyorsunuz? Amacınız müşteri deneyimini geliştirmek mi, kişiselleştirmeyi iyileştirmek mi, yoksa verimliliği artırmak mı? Bu sorunun cevabı, kullanacağınız araçları ve stratejinizin içeriğini belirleyecektir.
Amacınızı belirledikten sonra kaynak tahsisini planlamalısınız. Kullanacağınız yapay zekâ araçlarına (ve onları mevcut sistemlerinize entegre etmek için gereken sürece) ayıracağınız bütçeyi belirleyin. Bunu yaparken pazarlama ekibinizi ve diğer ilgili çalışanları eğitmek için de belirli bir zaman ve kaynak yatırımı gerekeceğini unutmayın.
Minimum maliyetle maksimum faydayı elde edebilmek için tüm bu süreci Bitrix24 ile tamamlamayı düşünün. Bitrix24, farklı türlerde işletmelerin ihtiyaçları için geliştirilmiş bir platformdur ve yapay zekânın gücünü içerdiği modüllere entegre ederek farklı amaçlar için kullanılabilir hâle getirir. Örneğin Bitrix24’ün CoPilot AI asistanı, platformun pazarlama araçları, görev yönetimi ve otomasyon gibi modüllerinde de kullanılabilir.
Bu sayede yukarıda izah ettiğimiz otomasyon avantajlarını ve çok daha fazlasını kolayca elde etmeniz mümkün olur. Bitrix24 araçlarıyla, sınırsız sayıda kullanıcı için sonsuza dek ücretsiz planı tercih ederek hemen şimdi risksiz bir şekilde tanışabilirsiniz. İşletmenizi AI destekli pazarlama otomasyonu kullanarak bir sonraki seviyeye taşımak için Bitrix24’ü tercih edin!
Bitrix24, yapay zekâ destekli asistanı, otomasyon araçları ve görev yönetimi modülleriyle tüm kampanyalarınızı tek platformda yönetmenizi sağlar.
Şimdi Başla!Hâlihazırda Türkçe destekli en gelişmiş yapay zekâ pazarlama aracı Bitrix24’tür. Bu teknolojiyi kullanan farklı araçlar olsa da (örneğin Crayon, AirPR, LeadIQ vb.), Türkçe destekleri sınırlıdır ve Türkiye pazarına özel olarak optimize edilmemişlerdir.
Yapay zekâ, Türk dijital pazarlama stratejilerine geleneksel yöntemlerle elde edilemeyecek bir kişiselleştirme ekler ve kendini sürekli olarak eğitmeye devam eder. Yani yürüttüğü her kampanya ile, bir sonraki kampanyada dönüşüm oranlarını artırmak için başka neler yapması gerektiğini öğrenebilir.
Yapay zekâ ile hikâye anlatımı, kişiye özel ve ilgi çekici içerik oluşturulmasını sağlar. Bu hikâyelerin her biri, bir diğerinden farklıdır ve hem yeni hem de potansiyel müşteriler ile kişisel düzeyde bir etkileşim kurar.
Türkiye’deki işletmeler, AI pazarlama performans ölçümü için yine yapay zekâ tarafından sağlanan metrikleri ve analizleri kullanır. Bu teknoloji herhangi bir kampanyada nelerin hangi oranda başarılı nelerin ise hangi oranda başarısız olduğunu gösterebilir.
Hiper kişiselleştirme, öngörücü analizler, AI tabanlı segmentasyon ve multimodality (yapay zekânın hedefleme için metin, ses ve görüntü gibi farklı veri türlerini aynı anda işleyerek sonuç çıkartabilmesi) bu teknolojinin gelecek trendleri arasındadır.
15.000.000 'dan fazla şirket tarafından güvenilir