Teknolojik dönüşüm, hayat pahalılığı, demografik değişimler ve yeşil dönüşüm dahil birçok etken iş dünyasının geleceğine şekil veriyor. World Economic Forum'un "Future of Jobs 2025" raporu, tüm bu etkenlerle birlikte 2030 yılına kadar küresel iş gücü piyasasını şekillendirmesi ve dönüştürmesi beklenen başlıca trendleri ele alıyor. Raporda yalnızca küresel eğilimler değil Türkiye'ye ait bulgular da yer alıyor. Örneğin, 2025-2030 dönemi boyunca Türkiye'de çalışanların temel becerilerinin %44'ünün değişeceği öngörülüyor. Peki, bu değişimlere karşı insan kaynakları departmanları nasıl bir yol izlemeli? Türkiye merkezli iş yerinizi geleceğin trendlerine karşı nasıl hazırlıklı hale getirebilirsiniz? Doğru stratejik planlamaları yaparken çalışan deneyimi ve bağlılığını nasıl koruyacaksınız?
Bu yazımızda yalnızca bu soruların cevaplarını aramakla kalmayacak, aynı zamanda insan kaynaklarını dijital dönüşüme yönlendiren araçlardan da örnekler paylaşacağız. Dijital dönüşüm kapsamında operasyonel süreçlerinizi destekleyen en iyi araç hangisi derseniz, cevabımız her zamanki gibi Bitrix24 olacaktır.
Yapay zekâ, analitik düşünme ve gelişmiş raporlama gibi geleceğin araçlarını bir araya getiren Bitrix24 çözümleri ile iş yerinizin işleyişini modern, verimli ve sürdürülebilir bir yapıya kavuşturun. Sonsuza kadar ücretsiz planıyla Bitrix24'ü denemek için hemen şimdi kaydolun.
Bitrix24, yapay zeka, analitik ve gelişmiş raporlama gibi teknolojilerle iş süreçlerinizi modern, verimli ve sürdürülebilir hale getirir. Görev, CRM, proje ve insan kaynakları yönetimi gibi tüm süreçleri tek platformda birleştirir.
Hemen Deneyin!İş dünyasının geleceğini etkileyen bazı dönüştürücü etkenler bulunuyor. Bu dönüştürücü etkenleri ne kadar çok takip ederseniz iş yerinizi geleceğe o kadar iyi hazırlayabilirsiniz. World Economic Forum raporunda, iş dünyası üzerindeki en dönüştürücü trendin dijital erişimin genişletilmesi olduğunu görüyoruz. Dijital erişimin genişletilmesi hem çalışan deneyimini geliştirmek hem de işveren beklentilerini karşılamak için oldukça önemli. Peki ama nasıl?
Dijital erişimin genişletilmesinin iş gücü üzerindeki etkisi
İşverenlerin %60'ı, dijital erişimin genişletilmesinin işletmelerini diğer tüm etkenlerden daha fazla dönüştüreceğine inanıyor.
Teknoloji Trendi |
İşletmeleri Dönüştürme Etkisi |
En Çok Etkilenen Sektörler |
---|---|---|
Yapay zeka ve Bilgi İşleme Teknolojileri |
%86 |
BT, Finans ve Bankacılık, E-ticaret ve Perakende, Sağlık, Eğitim, İnsan Kaynakları |
Robotlar ve Otonom Sistemler |
%58 |
Üretim ve Sanayi, Lojistik ve Depolama, Tarım, Sağlık, Savunma ve Güvenlik |
Enerji Üretimi, Depolama ve Dağıtım |
%41 |
Güneş/Rüzgar Teknolojileri, Otomotiv, Bina ve Akıllı Şehir Sistemleri, Ulaşım |
Sensör, Lazer ve Optik Teknolojiler |
%18 |
Sağlık, Otomotiv, Güvenlik ve Gözetim Sistemleri |
Kuantum ve Şifreleme |
%12 |
Finans ve Bankacılık, Savunma ve Ulusal Güvenlik, BT |
Dijital erişimin en büyük dönüştürücü etken olmasının altında yatan sebep ise aslında bir "kolaylaştırıcı" görevi üstlenmesi. Yapay zekâ teknoloji trendlerinin listenin başında %86'lık bir paya sahip olmasının asıl nedeni de çalışanların ve operasyonel süreçlerin iş yükünü hafifletmesi. Örneğin ChatGPT'nin piyasaya sürülmesinden bu yana, yapay zekâya yapılan stratejik yatırımlar neredeyse sekiz kat artmış durumda. Tam da bu noktada iş yerini geleceğe hazırlamanın birinci kriteri ortaya çıkıyor; yapay zekâyı benimsemek.
McKinsey raporuna göre Türkiye'de mevcut teknolojilerin %30'u yapay zekâ teknolojileri ile otomatikleştirilebilir. Yani her 10 meslekten 6'sının en az %30 oranında otomasyona açık olduğu vurgulanıyor. Ancak şirketlerin yapay zekâyı doğru bir şekilde benimsemesi bu noktada oldukça önem taşıyor.
Şirketlerin geleceğin teknoloji trendi yapay zekâyı benimserken alması gereken bazı önlemler de var. Çoğu durumda, yapay zekâyı benimsemeyen şirketlerin en büyük korkusu "hassas veri güvenliği" oluyor. Şirketlerin yapılandırılmış bir yapay zekâ kullanım politikası olmaması durumunda Shadow AI (Gölge AI) kavramı ortaya çıkıyor. Bilgi teknolojileri departmanı, çalışanların hangi yapay zekâ araçlarını kullandığını bilmediği için gerekli güvenlik önlemlerini alamıyor. Bu durumda da siber saldırılar, güvenlik açıkları ve bilgi sızıntıları karşınıza çıkıyor. Dolayısıyla, şirketiniz için güvenilir yapay zekâ araçları seçmenin, çalışanları bu araçlar doğrultusunda eğitmenin ve şirkette yapay zekâ kullanım politikaları geliştirmenin önemi büyük. İnsan kaynakları ve bilgi işlem departmanları iş birliği yaparak çalışanlar için yapay zekâ eğitim programları hazırlamalı ve şirketin geleceğin en büyük trendi için hazır hale gelmesini sağlamalı.
World Economic Forum'a göre iş dünyasının geleceği üzerindeki en büyük ikinci dönüştürücü etken ekonomik koşullar. İşverenlerin %40'ı ekonomideki genel yavaşlamanın işlerini dönüştüreceğine inanıyor. Raporda ekonomik büyümenin yavaşlamasının küresel ölçekte 1,6 milyon işin ortadan kalmasına neden olabileceği vurgulanıyor.
İnsanların geçinmesi zorlaştıkça şirketlerin işleyiş biçimleri de etkileniyor. Artan maliyetler karşısında şirketler, hem çalışanlarına daha sürdürülebilir maaş politikaları sunmak hem de yeni tüketici davranışlarına uyum sağlamak zorunda kalıyor. Bu noktada çalışan beklentileri de büyük öneme sahip. Çalışanlar artan hayat pahalılığı karşısında iş yaşam dengesi kurma konusunda zorlanıyor. Aynı nedenle, hem çalışanların hem de İK departmanlarının kendi stratejilerini yeniden düşünmesi gerekiyor.
İnsan kaynakları stratejileri artık yaratıcı düşünme, dayanıklılık, esneklik ve çeviklik (agility) üzerine kuruluyor. Hibrit ve uzaktan çalışma modelleri ile çalışanlar için iş yaşam dengesi sağlayan bir deneyim oluşturulurken ofis maliyetlerinden de tasarruf ediliyor. Asıl soru "kim daha çok çalışır?" değil "kim daha akıllıca ve esnek çalışır?" üzerinde şekilleniyor. Hem insan hem de kaynak yönetiminde verimlilik artırma için işe alım politikaları yeniden yapılandırılıyor.
İnsan kaynakları işe alım politikaları iş deneyimi veya diplomadan çıkarak yetenek merkezli bir yapıya evriliyor. Yaratıcı düşünme yetisi, stresle başa çıkma, çeviklik ve problem çözme gibi yetenek odaklı işe alım süreçleri, özellikle hibrit ve uzaktan çalışmanın da merkezi haline gelmiş durumda. Şirketlerin klasik mülakatlar yerine vaka analizleri ve esneklik testleri gibi farklı yöntemler uygulaması sayesinde doğru yetenek eşleşmesi sağlanabiliyor.
Bu noktada insan kaynakları otomasyon araçlarının kullanımını da her geçen gün daha da artıyor. Online yetenek değerlendirme, yapay zekâ destekli mülakat botları, geri bildirim ve veriye dayalı performans tahmini algoritmaları ile çalışanlar için çevik ve kapsayıcı işe alım stratejilerinin önü açılıyor.
Dijital erişim ve hayat pahalılığı iş dünyasının geleceğini şekillendirirken demografik değişimler de üçüncü en önemli unsur olarak karşımıza çıkıyor. Rapora göre dünya şu anda iki temel demografik değişimi aynı anda yaşıyor:
Türkiye'nin demografik konumu için TÜİK verilerine göz attığımızda 65 yaş üstü nüfusun hızla arttığını görebiliriz. Ancak hâlen genç bir nüfus mevcut, bu da Türkiye'yi hâlâ genç iş gücü potansiyeli olan ülkeler arasında tutuyor.
Peki, yaşlanan nüfusa karşı işverenler yetenek bulma konusunda nasıl adımlar atıyor? İşte bu noktada 2025'te öne çıkan bir iş yeri trendi olarak "yeniden beceri kazandırma" (reskilling) kavramına göz atmanın zamanı geldi.
2025 iş yeri trendleri arasında yer alan yeniden beceri kazandırma stratejisi, mevcut çalışanları elde tutarak onları büyüyen ve dönüşen iş rollerine yeniden hazırlamak anlamına geliyor. İşverenlerin %60'ı yaşanan iş gücü değişimi karşısında bu stratejinin önemli bir avantaja sahip olduğunun fark etmiş durumda. Yeniden beceri kazandırma sadece maliyet açısından değil aynı zamanda kurumsal kültürü korumak ve çalışan bağlılığını artırmak açısından da büyük bir öneme sahip. Bu noktada gözümüzü tekrar yapay zekâ destekli verimlilik ve otomasyona çeviriyoruz.
Rutin ve manuel işler otomasyona devrediliyor, çalışanların daha yaratıcı ve değerli işlere odaklanması sağlanıyor. Bu stratejik adım, aynı zamanda yaşlanan iş gücüyle başa çıkmak isteyen ülkeler için de iş gücü açığını dengelemenin önemli bir yolu olarak görülüyor. Çalışanlar, dijital beceriler kazanarak daha hızlı kararlar alabiliyor ve daha verimli bir çalışma ortamı yaratabiliyor.
Yeşil dönüşüm, dünya genelinde birçok şirket için temel bir gündem maddesi olmaya devam ediyor. Future of Jobs anketine göre işverenlerin %41'i iklim değişikliğine uyum sağlamaya yönelik girişimlerin şirketin sürdürülebilir başarısını büyük bir ölçüde etkileyebileceğini belirtiyor. Peki şirketler yeşil işler yapabilmek için hangi stratejik adımları atmalı?
Bu noktada çalışanlar için sadece yeniden beceri kazandırma (reskilling) değil aynı zamanda beceri geliştirme (upskilling) stratejisi uygulanıyor. Şirketler sürdürülebilir uygulamalara geçiş yapmak isterken temel bir sorunla karşı karşıya kalıyor: özelleşmiş uzmanlık. Örneğin doğası gereği karbon yoğun olan bazı şirketler sadece teknoloji entegrasyonu değil aynı zamanda iş gücü açısından da dönüşüme gitmek zorunda. Ayrıca mevcut çalışanları yeşil işler doğrultusunda yeniden beceri kazanmaya teşvik etmeli.
2022-2023 arasında yeşil becerilere sahip çalışan sayısı %12 artış gösterdi, ancak aynı dönemde bu becerileri isteyen şirketler işe alım için ilanları %22 oranında artırdı. Bu örnek bile başlı başına yeşil becerilere sahip çalışanların talep karşısında yetersiz kaldığını ifade eder. Dolayısıyla yeşil becerilere ihtiyaç duyan bir şirketin bu beceri dönüşümünü adil ve kapsayıcı bir şekilde planlaması şart. Peki, İK departmanı bu konuda hangi stratejik adımları atmalı?
Yeşil dönüşüm, iklim değişikliği kapsamında şirketler tarafından stratejik bir dönüşüm olarak tanımlanıyor. Çalışan bağlılığını ve çalışan memnuniyetini de artıran bu tür İK stratejileri daha modern, sürdürülebilir ve geleceğe dönük bir iş kültürünün yaratılmasına yardımcı oluyor.
2025'te dijital becerilerin, teknolojiyle entegre edilen mesleklerin ve yeşil dönüşümle bağlantılı alanların ne kadar önemli hale geleceğini görebiliyoruz. Bu dönüştürücü alanlar çalışanların gelişim ve kariyer planlarını yeniden tanımlıyor. Future of Jobs raporu, belirtilen dönüştürücü etkenleri göz önünde bulundurarak bazı mesleklerin 2030 yılına kadar daha da popüler hale geleceğini öngörüyor.
2025-2030 arasında en hızlı büyümesi beklenen meslekler şunlar:
Listede öne çıkan çoğu meslek, İK stratejilerini teknoloji destekli iş gücü planlaması ve uzaktan çalışma modellerine doğru itiyor. Geleceğin trendlerine yönelik iş yeri inovasyonu, liderlik gelişimi, uzaktan çalışma altyapısı ve yeniden beceri kazandırma stratejileri sürdürülebilir başarı için atılması gereken adımları yeniden tanımlıyor.
Geleceğin iş yeri trendlerine yakından baktığımızda ortaya net bir sonuç çıkıyor: Bir şirketin insan kaynakları yönetimi dijitalleşme, otomasyon, yeşil dönüşüm ve demografik değişim gibi dönüştürücü etkenleri dikkate alarak kapsamlı bir dönüşüm sürecine girmeli.
İşte bu dönüşümün merkezinde doğru teknolojilere yapılan yatırımlar yer alıyor. Şirket altyapısında doğru teknolojileri kullanmak sadece İK birimlerinin değil aynı zamanda tüm birimlerin daha geleceğe yönelik ve verimli bir şekilde çalışmasını sağlıyor.
Sonuç olarak, geleceğin iş yeri trendleri raporu bizlere şirket ve çalışan deneyimi kapsamında yönelmemiz gereken dönüştürücü etkenleri gösteriyor. Bu etkenler doğrultusunda kapsamlı teknolojilere yatırım yapmanın önemini de artık biliyoruz. Ancak büyük ölçekli bir işletme için teknoloji ve iş gücü adaptasyonu nispeten daha kolay olabilir. Peki, küçük ve orta ölçekli işletmeler sınırlı bütçelerini doğru teknolojiler bulma konusunda nasıl yönlendirmeli?
Doğru teknolojiyi bulmak, her işletme için tek tip bir çözümle sınırlı değildir. Şirket hedeflerinize, müşteri kitlenize, sektör dinamiklerine ve kurumsal ihtiyaçlarınıza göre farklılık gösterir. Ancak iyi bir başlangıç noktası yapay zekâ destekli iş platformlarına yönelerek otomasyon, veri analitiği ve süreç takibi gibi özelliklerden faydalanmaktır.
Bitrix24 araçları hepsi bir arada iş platformu yaratarak uçtan uca yönetim sağlayan bir yazılım edinmenizi sağlar. Görev yönetimi, CRM, insan kaynakları ve proje takibi gibi kapsamlı çözümlerle dijital dönüşüm yolculuğunuzda sizlere kolaylık sunar. Üstelik sonsuza kadar ücretsiz planıyla birlikte farklı ölçekteki işletmeler için özel fiyatlandırma seçeneklerini de keşfetmeniz mümkündür.
Teknolojiyle son derece hızlı bir şekilde evrilen dünyada, sürekli olarak gelişim göstermek zorunda olan firmalar için sürdürülebilir başarının anahtarı kesin olarak belirlenemez. Her raporda veya her trend analizinde farklı bir dönüştürücü etkenle karşılaşmak mümkündür. Ancak, çalışanlarının gelişimini ve öğrenme yolcuğunu önemseyen, modern teknolojileri iş süreçlerine entegre eden ve operasyonel süreçlerini sürekli olarak optimize eden şirketlerin bu süreçte her zaman bir adım önde olacağından emin olabilirsiniz.
Bitrix24, yapay zeka, analitik ve gelişmiş raporlama gibi teknolojilerle iş süreçlerinizi modern, verimli ve sürdürülebilir hale getirir. Görev, CRM, proje ve insan kaynakları yönetimi gibi tüm süreçleri tek platformda birleştirir.
Hemen Deneyin!Yapay zekâ teknolojileri, uzaktan ve hibrit çalışma modelleri, beceri bazlı işe alım, yeşil işler ve sürdürülebilirlik odaklı roller, çalışan deneyimi ve refahına yatırımlar 2025'in popüler iş yeri trendleri arasında öne çıkıyor.
Evet, esnek çalışma saatleri çalışan deneyimini ve çalışan memnuniyeti oranını artırarak performansı olumlu yönden etkiliyor. Çalışanların stres düzeyini azaltarak daha motive, üretken ve işine bağlı hale gelmesine yardımcı oluyor.
Evet, insan kaynakları yeniden beceri kazandırma ve beceri geliştirme programları düzenleyerek çalışanların geleceğin trendlerine uyumlu hale gelmesine destek olabilir. Şirketlerin iş gücü geleceği büyük oranda insan kaynaklarının çalışan yönetimi ve yetenek bulma performansına da bağlıdır.
15.000.000 'dan fazla şirket tarafından güvenilir