Ürün
Articles Geleceğin İş Gücü: Fırsat Yaratan Yenilikçi Programlar

Geleceğin İş Gücü: Fırsat Yaratan Yenilikçi Programlar

Ekip ve İK Büyümesi
Özgür Kurt
14 dakikalık
3
Güncellendi: Temmuz 17, 2025
Özgür Kurt
Güncellendi: Temmuz 17, 2025
Geleceğin İş Gücü: Fırsat Yaratan Yenilikçi Programlar

Dijitalleşme, otomasyon ve küresel iş gücü hareketliliği gibi dinamikler, iş dünyasını her geçen gün yeniden şekillendiriyor. Şirketler sadece bugünün değil, geleceğin ihtiyaçlarına da yanıt verecek donanımlı çalışanlar ararken bireyler de değişen koşullara ayak uydurabilecek becerileri kazanmanın yollarını arıyor. Bu dönüşümde eğitim sistemleri, kamu politikaları ve özel sektör inisiyatiflerinin rolü büyük. Türkiye’deki iş gücü ve iş gücüne katılma oranı da bu küresel değişim rüzgarına adapte olmak zorunda. Çeşitli sektörlerde uygulanan yenilikçi programların nasıl fırsatlar yarattığına ve geleceği nasıl şekillendirdiğine birlikte bakalım.

Geleceğin iş gücünü şekillendiren tüm dinamikler, sadece doğru stratejileri değil, doğru araçları kullanmayı da gerektiriyor. Bitrix24 ile insan kaynağınızı, görev yönetimini ve ekip içi iletişimi tek bir platformda yönetin, çalışan verimliliğini artırın.

Geleceğe Uyum Sağlayan Tek Platform

Bitrix24, insan kaynakları ve görev yönetimi süreçlerini tek platformda birleştirerek ekip verimliliğini artırır. Dijital dönüşüm için teknoloji ve insan odaklı çözüm sunar.

Hemen Kaydol!

Türkiye'de İş Gücü Dönüşüyor: Neden Yeni Bir Yaklaşıma İhtiyaç Var?

Türkiye son yıllarda yalnızca ekonomik belirsizliklerle değil, aynı zamanda iş gücünü köklü biçimde etkileyen yapısal dönüşümlerle karşı karşıya kaldı. Teknoloji, demografi, sürdürülebilirlik ve küresel rekabetin etkisiyle Türkiye’de iş gücü artık yeni beceriler, daha esnek modeller ve bütüncül stratejiler talep ediyor. Böylece iş gücüne katılma oranı artış gösterebilir.

30 Mayıs 2025 tarihinde yayımlanan TÜİK İş Gücü İstatistikleri, dönüşüm ihtiyacını açıkça ortaya koyuyor:

Gösterge

Nisan 2025

Değişim

İşsiz sayısı (milyon)

3.063.000

+203.000

İşsizlik oranı

%8,6

+0,6 puan

Kadın işsizlik oranı

%11,5

-

Erkek işsizlik oranı

%7,1

-

İstihdam edilenler

32.359.000

-

İstihdam oranı

%49,8

-

İş gücüne katılım

%53,4

-

2025 yılı Nisan ayı için geçerli bu rakamlar, Türkiye’de iş gücü sayısı bakımından büyük bir potansiyele işaret ederken istihdam edilenlerin ve istihdam oranlarının halen düşük bir seviyede olduğunu gösteriyor. Özellikle Nisan ayında kadın işsizlik oranının yüksek olması, fırsat eşitliği politikalarının daha kararlı şekilde hayata geçirilmesi gerektiğine işaret ediyor.

Bunlara ek olarak 2025 yılı birinci çeyreğinde (Ocak-Mart), bir önceki yılın aynı çeyreğine göre çalışılan saat endeksindeki artış %2,4 seviyesinde gerçekleşti. Saat açısından artış, iş gücünün toplam çalışma süresinde bir genişlemeye işaret ediyor. Ekonomik faaliyetlerdeki toparlanmanın ve esnek çalışma modellerinin daha etkin kullanılmasının da saat artışında payı olabilir. Bu durum, üretkenlik ve verimlilik açısından olumlu bir sinyal olarak değerlendirilebilir.

2020–2025 yılı arasında dijitalleşme, otomasyon, uzaktan çalışma, yapay zekâ gibi faktörler yalnızca geçici etki yaratmakla kalmadı; kalıcı bir paradigma değişikliğine neden oldu. Türkiye’de iş gücü piyasası, artık saat açısından esnek, çok lokasyonlu, dijital becerilere sahip çalışanlara daha fazla ihtiyaç duyuyor.

Bu dönüşüm, şu yeni eğilimleri beraberinde getirdi:

  • Esnek istihdam: Uzun süreli çalışma yerine proje bazlı çalışma ve kısa dönem sözleşmeler yaygınlaştı.
  • Bölgesel esneklik: İstanbul dışındaki iller, uzaktan çalışmaya uygun yetenekleri çekmeye başladı.
  • Kadın ve tecrübeli istihdam edilenler için politikalar: Fırsat eşitliği, ikinci kariyer ve ileri yaş istihdamı daha görünür hale geldi.
  • Yurt dışı yönelimi: Gençler arasında dijital göçebelik ve yurt dışı istihdam talebi arttı.

Bu tablo, Türkiye’deki işsizlik sorunu bağlamında yalnızca sayıların değil, beklentilerin ve tercihlerin de hızla değiştiğini gösteriyor. Potansiyel iş gücü artık sadece işe yerleşmeyi değil; anlamlı, esnek ve gelişime açık bir kariyer yolunu gösteriyor. İş gücüne katılma oranı da bu durumdan etkileniyor.

2024 yılı 4. çeyrekte %70,2’lik OECD istihdam ve iş gücü katılım ortalamasına göre düşük kalan istihdam oranı (%55,1), işsizlik oranı ve iş gücü istatistikleri açısından küresel rekabette geri kalmamak için stratejik planlamalara ihtiyaç duyulduğunu ortaya koyuyor. Bu noktada yalnızca teknoloji yatırımı değil, istihdam edilenlerin yüksek beceri gelişimi için eğitim programları, iş gücü uyum kursları ve çok sektörlü ortaklıklar büyük önem kazanıyor.

  • Yeni nesil beceriler (problem çözme, iletişim, empati)
  • Yeşil istihdam ve uzun süre sürdürülebilir üretime yönelik iş alanları
  • Yapay zekâ ile dönüşen meslekler ve kaybolan rutin görevler

Bunlarla iş gücü istatistikleri bağlamında yalnızca sayıların değil, işin niteliğinin de değiştiğini tahmin etmek zor değil.

Geleceğin İş Gücü: Fırsat Yaratan Yenilikçi Programlar

Eğitim Sistemi ile Sektörel İhtiyaçlar Uyumlu mu?

Türkiye’de son yıllarda potansiyel iş gücü sayısı ve piyasasında yaşanan hızlı dönüşüm, eğitim sistemi ve sektör ihtiyaçları arasında giderek büyüyen bir uçurumu da beraberinde getirdi ve işsizlik oranı açısından olumsuz bir etki yarattı. Yeni teknolojiler, dijitalleşme, sürdürülebilirlik odaklı iş modelleri ve pandemi sonrası değişen çalışma biçimleri, geleneksel eğitim modellerinin düşük kalmasına neden oluyor ve taleplerin karşılanmasını zorlaştırıyor. Özellikle meslek liseleri, üniversiteler ve mesleki eğitim kurumu, sektörün dinamiklerine uyum sağlamakta güçlük çekiyor. Bu durum, mezun olan bireylerin iş hayatına hazırlanmak yerine yeniden eğitilmesini gerektiren bir yapı doğuruyor.

Türkiye’de hala birçok eğitim kurumu, sektörle düşük seviyede iletişimle müfredatlarını sürdürmeye devam ediyor. İşverenler, yüksek teknik bilgiye sahip ama pratik yeterliliği düşük olan adaylarla karşılaşıyor. Örneğin; enerji, yazılım ve sürdürülebilir üretim gibi hızla büyüyen sektörlerdeki firmalar, “geleceğin becerileri” olarak nitelendirilen özelliklere sahip nitelikli iş gücünü bulmakta zorlanıyor. Bu beceriler arasında veri analizi, yapay zekâ okuryazarlığı, yeşil iş süreçleri, yaratıcı problem çözme ve dijital iletişim öne çıkıyor.

İş gücü eğitim programı olarak çeşitli girişimler olsa da bu programların sektörel güncelliği ve yaygın etkisi tartışmalı. İŞKUR tarafından yürütülen Aktif İş Gücü Hizmetleri kapsamında mesleki eğitim kursları, işbaşı eğitim programları ve toplum yararına programlar sunuluyor. Bu kapsamda;

  • İhtiyaç analizleri doğrultusunda yıl içinde ortalama binlerce kişi kurslara yönlendiriliyor.
  • Kursiyerler için tüm giderler İŞKUR tarafından karşılanıyor, katılım süresince yemek ve yol desteği sunuluyor.
  • Program sonunda, kurs bitirme belgesi ya da uluslararası geçerli sertifikalar veriliyor.

Ancak işsizlik açısından sorun yalnızca program sayısında değil, içeriğin niteliğinde. Örneğin; bir bölgede hızla dijitalleşen üretim süreçleri için ara kademe teknik personele ihtiyaç duyuluyorken hala geleneksel imalat tekniklerine odaklanan iş gücü eğitim kursları düzenlenebiliyor. Bu da eğitimde etkinin düşük kalmasına neden oluyor ve iş gücüne katılma oranı açısından olumsuz etki yaratıyor.

Eğitim sisteminin sürekli kendini yenileyebilmesi hem bireysel kariyer yollarını hem de Türkiye genelindeki istihdam yapısını doğrudan etkiliyor. Oysa eğiticilerin ortalama büyük çoğunluğu, güncel sektör bilgilerini yalnızca bireysel çaba ile edinebiliyor. Eğiticilerin öz değerlendirmesine dayanan sistemler, sürdürülebilir kalite güvencesi sağlayamıyor. Yerel piyasa ihtiyaçlarına dayalı dinamik bir güncelleme mekanizması kurulması, iş gücü eğitim kursları açısından etkiyi yüksek oranda artırabilir.

Kurumlar Ne Yapıyor? İK Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar

İş dünyasında dijitalleşmenin hız kazanmasıyla birlikte birçok kurum, sadece operasyonel verimliliği değil, insan kaynağının gelişimini de teknoloji destekli çözümlerle yönetmeye yöneliyor. Özellikle İK Yönetimi gibi araçların kullanımı, geleceğin potansiyel iş modelleri çerçevesinde istihdam edilen çalışanların performansını ve bağlılığını artırmaya yönelik yeni stratejileri mümkün kılıyor ve işsizlik oranı açısından artı değer yaratıyor. Bu araçlar, ortalama iş gücüne katılma oranı açısından yüksek seviyelere çıkılmasına yönelik organizasyonel dönüşümde önemli bir faktör haline geliyor.

Bu araçlar, istihdam edilenler için verilerin merkezi biçimde yönetilmesini sağlıyor. Bordro takibinden işe alım süreçlerine, eğitim programlarından performans değerlendirmeye kadar farklı alanlarda kullanılabiliyor ve aşağıdaki avantajları sunuyor:

  • İşe alım süreçlerini hızlandırırken yetenek havuzu oluşturabiliyor.
  • Performans yönetimini anlık veriyle izleyebiliyor.
  • Eğitim ve gelişim planlarını bireysel ihtiyaçlara göre şekillendirebiliyor.

Bu araçların, özellikle görev ve proje iş birliği platformlarıyla entegre çalışması sayesinde çalışan aktiviteleri doğrudan sistem üzerinden izlenebiliyor ve hedefler daha net belirlenebiliyor. 2018 yılında yapılan bir araştırmaya göre; Unilever, sistem entegrasyonuyla şeffaf iletişim ve kişiye özel gelişim sağlayarak memnuniyeti %20 oranında artırmıştır.

Yeni nesil İK çözümleri, sadece iş gücünü yönetmekle kalmıyor; aynı zamanda sürekli öğrenme kültürünü de destekliyor. İK Yönetimi araçlarının sunduğu veri analitiği, istihdam edilenlerin güçlü ve gelişime açık yönlerini belirleyerek eğitim önerileri oluşturabiliyor. Bu da bir şirket içinde aşağıdaki uygulamaları tetikliyor:

  • Mikro öğrenme ve e-eğitim entegrasyonları
  • Kariyer gelişim modülleri
  • Yetkinlik bazlı görev atamaları
  • KPI (Anahtar Performans Göstergeleri) takibi

Türkiye’de faaliyet gösteren özel sektör şirketleri, iş gücüne katılma oranı açısından bir değer yaratan dijital İK çözümlerini hızla benimsemeye başladı. Özellikle çok lokasyonlu yapılar ve uzaktan/hibrit modellerde çalışan firmalar, insan kaynakları süreçlerini merkezi ve entegre sistemlerle yönetme ihtiyacı duyuyor. Bu da İK Yönetimi araçlarının sadece operasyonel kolaylık değil, stratejik bir yönetim aracı olarak konumlanmasını sağlıyor. Ayrıca bu araçlar bin kişi başına ortalama Türkiye işsizlik oranı ve istihdam oranı açısından da bir değer yaratıyor.

Geleceğin İş Gücü: Fırsat Yaratan Yenilikçi Programlar

Kamu, Özel Sektör ve STK’lar Ne Yapıyor?

Türkiye’de iş gücü piyasası hızla dönüşürken genç iş gücü eğitimi ve istihdam politikaları da çok paydaşlı yapılar üzerinden şekillenmeye başladı. Kamu kurumu, özel sektör temsilcileri ve sivil toplum kuruluşları, Türkiye’de gençlerin ve kadınların iş gücü sayısını artırırken düşük işsizlik oranı hedefleyen ve ortalama istihdam oranı açısından değer yaratan projelerle hem beceri gelişimini hızlandırıyor hem de sürdürülebilir istihdam modellerine katkı sağlıyor. Bu kapsamda Türkiye’de eğitim ekosistemi, yalnızca teknik bilgi aktaran bir yapı değil; girişimcilik, dijital beceriler ve sosyal etki alanlarında farkındalık oluşturan bir kapasite geliştirme aracına dönüşüyor.

Farklı şehirlerde yürütülen yerel istihdam projeleri; kamu, üniversite ve özel sektör ortaklıklarının başarılı örnekleri arasında. Örneğin; Trabzon Ticaret Borsası, Karadeniz Teknik Üniversitesi ve Türkiye Cumhuriyeti Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanlığı’nın birlikte 2023 yılı içinde yürüttüğü “Gençler için İstihdam Projesi”, gençleri başta dış ticaret olmak üzere pek çok sektörel alanda destekledi ve böylece bölgesel iş gücü sayısı arttı. Aynı yıl gerçekleştirilen proje kapsamında hijyen, teknik İngilizce, gıda güvenliği gibi konularda verilen eğitimlerle 60 genç mezun oldu ve bunların yarısı doğrudan istihdama kazandırıldı; böylece istihdam oranı bağlamında olumlu bir gelişme yaşandı.

Genç İşi Kooperatif tarafından yürütülen ve İzmir’de hayata geçirilen “Sektörel Girişimcilik ve Güçlenme Programı” ile gençlerin sadece teknik anlamda değil, girişimcilik kültürü açısından da gelişmesi hedeflendi. Program kapsamında;

  • 136 genç çeşitli sektörlere özgü teknik eğitimler aldı.
  • 40 genç “ideathon” ve mentorluk programlarına dahil edildi.
  • 5 genç girişim, GDZ Elektrik’in G-LAB platformu tarafından hızlandırıldı.

Bu proje, AB destekli gençlik fonları ile Türkiye’de istihdam edilen gençlerin iş fikri geliştirme ve uygulama kapasitelerini artırmak üzere modellenmiş başarılı bir uygulama.

Avrupa Komisyonu destekli “EmploYouth for Western Balkans and Turkey” projesi de aynı yıl Türkiye’de bulunan 20 STK’nın iş gücü sayısı ve piyasasına yönelik kapasitesini artırdı. Bu çerçevede;

  • STK’lara politika tasarımı, etki analizi ve proje yönetimi konularında teknik destek verildi.
  • 9 pilot girişime doğrudan mentorluk ve finansal destek sağlandı.

Çalışan Verimliliğini Artıran Uygulamalar Neler?

Çalışan verimliliğini artırmak, sadece iş süreçlerini optimize etmekle sınırlı değil; istihdam edilenlerin motivasyonunu, fiziksel ve zihinsel sağlığını da desteklemek gerekiyor. Bu kapsamda kurumlar, iş gücüne katılma oranı açısından olumlu etki yaratmak ve verimliliği artırmak için çeşitli yöntemlere başvuruyor. İş‑yaşam dengesi, esnek çalışma modelleri ve kişisel gelişim programları, istihdam edilenlerin iş performansını doğrudan etkileyen temel araçlar haline geldi. Böylece işsizlik oranı düşerken istihdam oranı açısından artış elde etmek de mümkün oluyor.

  • COVID-19 pandemisi sonrasında Türkiye’de de kısmen kalıcı hale gelen hibrit ve uzaktan çalışma modelleri, istihdam edilenlerin işe bağlılıklarını artırmakla kalmamış, aynı zamanda üretkenlik üzerinde de olumlu etki yaratmıştır.
  • İstihdam edilenlerin yalnızca teknik değil, duygusal ve bilişsel gelişimlerine yatırım yapmak, üretkenliği uzun vadede desteklemektedir.
  • Görev yönetimi ve takibinde kullanılan temel dijital araçlar hem bireysel hem de ekip düzeyinde zaman yönetimini kolaylaştırmaktadır. Entegre çalışan İK Yönetimi çözümleri, görevleri ölçülebilir hale getirerek performans analizini kolaylaştırır. Bu sayede yöneticiler, istihdam edilenlerin güçlü yönlerini tanımlayabilir ve kişiselleştirilmiş gelişim planları oluşturabilir.
  • İş yerinde mental sağlık desteği, mindfulness uygulamaları, dinlenme sürelerinin artırılması gibi politikalar da istihdam edilenler açısından bağlılığı doğrudan etkilemektedir.
  • Yalnızca çıktı değil, süreç odaklı performans ölçüm sistemlerinin kurulması; çalışanlara düzenli geri bildirim verilmesi, motivasyonun sürekliliği açısından önemlidir.

Bu uygulamalar, yalnızca istihdam edilenlerin performansını değil; kurumun tüm işleyişini daha verimli hale getirerek Türkiye genelindeki temel iş gücü sayısının artmasına ve işsizlik oranı açısından düşüş yaşanmasına katkı sağlayacaktır. Özellikle eksik istihdam ve yüksek genç işsizlik oranlarının olduğu Türkiye gibi bir ülkede, istihdam edilenler açısından verimliliği artırmak, stratejik bir zorunluluk olarak öne çıkıyor.

Görev Yönetimiyle Yetkinlik Odaklı Çalışma Kültürü Oluşturmak

Görev yönetimi, sadece yapılacak iş listesini takip etmekten öteye geçerek yenilikçi ve yetenek odaklı çalışma kültürleri oluşturmanın temelini oluşturuyor. Çevik yaklaşımlarda ekipler, görevleri yalnızca yöneticiden almak yerine kendi yetkinliklerine göre seçiyor ve bu sayede motivasyon ve verim artışı sağlanıyor.

Yetkinlik Bazlı Görev Atama ve Self‑Assignment

  • Ekip odaklı seçim: Çevik ekiplerde bireyler, sprint planlamasında görevleri kendi becerilerine göre gönüllü olarak alıyor.
  • Motivasyon faktörleri: Bireyler, teknik zorluk, önceki deneyimler ve beceri gelişimi gibi kriterlere göre temel görevleri seçerek daha yüksek tutku ve başarıyla çalışıyor.

Dijital Görev Sistemlerinin Rolü

  • Takip ve raporlama: Dijital araçlar; görev durumu, öncelik, atanan kişi, süre gibi unsurları yöneterek tüm iş akışını şeffaf ve izlenebilir kılıyor.
  • Kaynak optimizasyonu: Bu sistemler üzerindeki veriler, yetkinlik bazlı eşleştirmeye imkan tanıdığı için bireyler uygun görevle daha uyumlu çalışıyor.

Çeviklik ve Yetkinliklerin Birleşimi

  • İteratif görev planlaması: Görevler, sprintler ya da kısa döngüler halinde belirleniyor; bu süreç içinde öğrenme ve geri dönüşümlü güncellemeler sağlanıyor.
  • Kendi kendini organize eden ekipler: Ekipler hem bireysel hem de takım etkileşimleriyle görev planını yöneterek yöneticiden bağımsızlığı güçlendiriyor.

Teknolojinin Rolü: Yapay Zeka, Otomasyon ve Yeni Meslekler

Yapay zeka (AI) ve otomasyon, temel olarak bazı işleri dönüştürürken yeni iş rollerinin ortaya çıkmasını da tetikliyor. 2030 yılı itibarıyla yaklaşık 300 milyon işin ortadan kalkmasının, tüm çalışanların %14'ünün kariyer değiştirmesine neden olacağı tahmin ediliyor. Bununla birlikte yapay zeka, geleceğin iş gücü olarak yeni iş kollarına da kapı aralıyor, istihdam oranı için katkı sağlıyor ve Türkiye’de iş gücü piyasasını da etkiliyor.

  • AI ve otomasyonun iş gücü sayısı ve dönüşümüne etkisi

AI, genellikle tüm iş süreçlerini değil, temel rutin görevleri otomatikleştiriyor. Böylece istihdam edilenler daha stratejik görevlere odaklanabiliyor.

  • Yeni meslekler ve dijital becerilere talep

Veri bilimi, AI etik danışmanlığı, makine öğrenimi mühendisliği gibi yeni işler hızla doğuyor. Bunların çoğunun geleceğin işi olacağı tahmin ediliyor.

  • İşsizlik oranı ve iş gücü sayısı açısından etkisi

Bazı uzmanlar, AI'nin özellikle beyaz yaka giriş seviyesindeki işlerde işsizlik oranlarını artırabileceğini tahmin ediyor.

Sonuç

Bu bütüncül tablo,

geleceğin iş gücünü şekillendirmek için yalnızca teknolojik yatırımların yeterli olmadığını; aynı zamanda insan kaynağına yönelik stratejik planlamaların, eğitim sistemlerinin yeniden tasarlanmasının ve kamu-özel-STK iş birliklerinin artırılmasının şart olduğunu gösteriyor. Çalışan verimliliğinden yetenek odaklı görev yönetimine, yapay zeka destekli iş modellerinden kadın ve gençlerin iş gücüne katılımını artıran uygulamalara kadar uzanan bu dönüşüm, ancak eşgüdümlü ve veri temelli politikalarla sürdürülebilir hale gelebilir. Türkiye’de yüksek iş gücü potansiyelini açığa çıkarmak ve istihdam oranı açısından artı değer elde etmek için bu fırsat alanlarının değerlendirilmesi, rekabet gücü yüksek ve kapsayıcı bir iş piyasasının inşası açısından kritik önem taşıyor.

Güçlü bir iş gücü oluşturmak; teknoloji, strateji ve insan odağını birleştiren bütünsel bir yaklaşımla mümkün. Bitrix24'ün entegre İK ve görev yönetimi çözümleriyle dijital dönüşümünüzü hızlandırın.

Geleceğe Uyum Sağlayan Tek Platform

Bitrix24, insan kaynakları ve görev yönetimi süreçlerini tek platformda birleştirerek ekip verimliliğini artırır. Dijital dönüşüm için teknoloji ve insan odaklı çözüm sunar.

Hemen Kaydol!

En Popüler
Uzaktan Başarılı Olun
En Çok Para Kazandıran Meslekler: 2025 Yılının Çok Para Kazandıran İşleri
Veriye Dayalı Pazarlama
Yapay Zekâ ile Video Oluşturma: En İyi 4 Uygulama
Satış ve Gelir Artışı
E-Ticaret İçin Türkiye'den Kullanılabilecek En İyi 7 Ödeme Sağlayıcı
YZ, Makine Öğrenimi ve Büyük Verinin Gücü
En İyi ChatGPT Alternatifi Hangisi?
CRM ile Satışları Artırın
CRM Yazılımlarının Yapabileceği ve Yapamayacağı 6 Şey
İçindekiler
Türkiye'de İş Gücü Dönüşüyor: Neden Yeni Bir Yaklaşıma İhtiyaç Var? Eğitim Sistemi ile Sektörel İhtiyaçlar Uyumlu mu? Kurumlar Ne Yapıyor? İK Yönetiminde Yeni Yaklaşımlar Kamu, Özel Sektör ve STK’lar Ne Yapıyor? Çalışan Verimliliğini Artıran Uygulamalar Neler? Görev Yönetimiyle Yetkinlik Odaklı Çalışma Kültürü Oluşturmak Yetkinlik Bazlı Görev Atama ve Self‑Assignment Dijital Görev Sistemlerinin Rolü Çeviklik ve Yetkinliklerin Birleşimi Teknolojinin Rolü: Yapay Zeka, Otomasyon ve Yeni Meslekler Sonuç

Bitrix24'e şimdi tam erişim sağlayın ve işinizi geliştirin

15.000.000 'dan fazla şirket tarafından güvenilir

Bültene abone olun!
Size her ay en iyi makaleleri göndereceğiz. Sadece faydalı ve ilginç içerikler, spam yok.
Bunları da beğenebilirsiniz
Bloglar
Web Seminerleri
sözlükçe

Free. Unlimited. Online.

Bitrix24, herkesin birbiriyle iletişim kurabileceği, görevler ve projeler üzerinde çalışabileceği, müşteri yönetimi ve daha pek çok işlemi gerçekleştirebileceği bir platformdur.

Ücretsiz başlayın
Bunları da beğenebilirsiniz
Satış Etkinleştirme Platformları: Orta Ölçekli Ekiplerin Gizli Silahı
Satış ve Gelir Artışı
Satış Etkinleştirme Platformları: Orta Ölçekli Ekiplerin Gizli Silahı
12 dakikalık
E-Ticarette Kişiselleştirilmiş Pazarlama Stratejileri
Satış ve Gelir Artışı
E-Ticarette Kişiselleştirilmiş Pazarlama Stratejileri
12 dakikalık
Müşteri Toplulukları: Yeni Nesil Büyüme Stratejisi
Müşteri Başarısı
Müşteri Toplulukları: Yeni Nesil Büyüme Stratejisi
13 dakikalık