Gerçek bir lider benzersizdir. Her liderin belirlenen hedeflere ulaşmak ve takımlarını motive etmek için kullandıkları farklı bir tarzı vardır. Bu tarz, bazen demokratik bazen otokratik olabilir fakat her hâlükârda çalışanları teşvik eder ve onları belirli bir vizyon etrafında bir araya getirir. Takım liderleri, her tür işletme ve proje için değerlidir, hatta her ikisinin de başarıya ulaşması için önemli bir unsurdur.
Peki liderlik tarzları neleri içerir, ayırt edici unsurları nelerdir, size nasıl yardımcı olabilir ve sizin için en uygunu hangisidir? Takım yönetimi ve liderlik hakkında hazırladığımız bu makalede, tüm bu soruların ve daha fazlasının cevabını bulabilirsiniz. En yaygın liderlik türleri ile bunların işletmeleri nasıl etkilediğini ele alacak ve hangi tarzın sizin için daha iyi olacağını anlamanıza yardımcı olacağız.
Başlamadan önce, hangi liderlik tarzını tercih ederseniz edin, takımınızın uyum içerisinde çalışması için Bitrix24 araçlarının size yardımcı olacağını, iletişim kurmayı kolaylaştıracağını ve görev atayıp bunları takip etmenize olanak tanıdığı için çalışanların verimliliğini artıracağını hatırlatmak istiyoruz. Bitrix24’ü tercih eden 15 milyon işletmeye katılın ve takımlarınızı başarılı bir şekilde yönetmeye başlayın!
35'den Fazla Araç Sayesinde Bitrix24 ile İşinizi Geliştirin
Ücretsiz KaydolBu, “liderlik nedir?” sorusundan farklıdır. Liderlik, profesyonel bir ortamda hedef belirleyip kararlar almayı ve her ikisine de yön vermeyi ifade eder. Liderlik tarzı ise bunları yaparken bir liderin kullandığı yöntemler ve davranışlar anlamına gelir. Bunu “liderlik modeli” olarak tanımlamak da mümkündür. Lider, sahip olduğu becerileri kullanarak takımıyla etkileşim kurar, onları etkili bir şekilde yönlendirir ve belirlenen hedefe ulaşmak için öncülük eder.
Bir lider kendi tarzını belirlediğinde, grup üyelerine bu tarza uygun şekilde rehberlik ve geri bildirim sağlamaya başlar. Bu da (doğru ve uygun tarz seçildiği sürece) işlerin daha hızlı, verimli ve sorunsuz yürümesini sağlar. Liderlik tarzları, düşüncelerinizi, nasıl karar verdiğinizi ve işe dair kararlar alırken uygulamayı düşünebileceğiniz stratejileri daha iyi anlamanıza ve anlatmanıza yardımcı olur.
Bir liderlik tarzı, insanların sizi nasıl gördüğünü anlamanıza da yardımcı olabilir. Örneğin çalışanların hemen hiç geri bildirim sağlamadığı ve işyerinden çıkmak için fırsat kolladığı bir senaryoda, bir lider olarak gereğinden fazla otokratik davranıyor olabilirsiniz. Bu, bir yönetici olarak kendi tarzınızı değiştirmeniz veya en azından yumuşatmanız gerektiğine işaret eden değerli bir bilgidir.
Bir takım lideri nasıl olmalıdır sorusunun tek cevabı yoktur. Ekip yönetimi ve liderlik, sabit formülleri olan matematiksel kesinlikte bir teknik değildir. İşletmelerde liderlik tarzları, hem o işletmenin hem de yürütülen projenin kendi özel ihtiyaçlarına uygun olarak belirlenmeli ve gerektiğinde değiştirilmelidir. Bununla birlikte, en azından ilham alabilmeniz için, yönetimde liderlik modelleri hakkında hazırladığımız listeye göz atabilirsiniz.
Demokratik liderler, demokrasi ilkelerine uygun şekilde takımı yönetir, yani her takım üyesinin görüşlerini sorarak kararlar alır. Son kararı kendileri verir ancak tüm çalışanların proje üzerinde eşit söz hakkı vardır. Bu liderler bazı ortak özelliklere sahiptir: Destekleyici, güçlendirici, iş birlikçi, empatik ve duygusal yönden zeki olurlar.
Bu tarz liderlik, çoğu durumda iyi bir seçenektir zira takım yönetimi, o takımın her üyesinin görüşleri dikkate alınarak yürütülür. Örneğin demokratik bir lider belirli bir konu hakkında karar almak için takımına birkaç seçenek sunar ve bu seçeneklerin her birini tartışmaya açar. Çalışanların düşüncelerini dinledikten sonra onların geri bildirimlerini değerlendirerek son kararı verir veya son kararın ne olacağını oylama yaparak belirleyebilir.
Ekip üyelerinin görüşlerini dinlemek her liderin sahip olması gereken bir yetenektir ve bu liderlik tarzı zaman baskısının olmadığı durumlarda son derece etkili olabilir. Demokratik liderler, insanların fikirlerini paylaşmasını teşvik ederler ve her çalışan görüşlerinin dikkate alınacağını bilir. Böyle bir yönetim tarzı, çalışanların motivasyonunu ve katılımını artırabilir.
Fakat demokratik olmak, zaman, kaynak ve iletişim bakımından bir kısıtlama olmamasını gerektirir. Salt performans odaklı olmayan, bir süre sınırı bulunmayan, ekip üyelerinin kolayca iletişim kurabildiği ve gerekli tüm kaynaklara rahatça erişebildiği projeler için uygun bir tarz olsa da gerçek hayatta tüm bu koşulların bir araya gelmesi çoğunlukla mümkün olmayacaktır. Ayrıca bazı ekip üyelerinin kritik kararlar almak için gereken bilgi, beceri ve uzmanlığa sahip olmayacağını düşünürsek, karar alma süreci gereksiz yere uzayabilir veya yanlış kararlar alınabilir.
Bu, demokratik liderlik tarzının tam tersidir. İsminden de tahmin edilebileceği gibi, otokratik bir lider, yalnızca kendi görüşlerine bağlı olarak karar alır, yani hiç kimsenin görüşlerini sormaz veya dikkate almaz. Otokratik liderlerin sahip olduğu ortak özellikler geri bildirime veya eleştiriye kapalı olmaları, ekip üyelerine sınırlı özerklik sunmaları, hiyerarşiye bağlı kalmaları ve aynı zamanda yukarıdan aşağıya iletişim kurmayı tercih etmeleridir. Yani, örneğin bir çalışan ile doğrudan görüşmezler, o çalışanın yöneticisi ile görüşmeyi tercih ederler.
Pratikte oldukça sık rastlanan bu liderlik tarzının uzun vadeli bir strateji olarak kullanılmaması gerekir. Otokratik liderlik, bir işletmenin kısa vadeli projelerinde ve ortaya çıkan acil sorunların hızlıca çözülmesi gereken kriz senaryolarında kullanışlı olabilir. Bu tür liderler genellikle karizmatik olurlar ve belirledikleri strateji ve direktiflere mutlak bir odaklanmayla sadık kalırlar. Hedefe veya soruna bağlı olarak tek başlarına karar alıp hızlı bir şekilde uygulamaya koyarlar.
Aynı nedenle, zor kararlar alınması gerektiğinde oldukça verimli bir liderlik tarzı olabilir zira çalışanlar hangi yönde ilerlemeleri gerektiğini net bir şekilde görebilir. Otokratik liderler, ekip üyelerinin bazılarının yeterli bilgi veya deneyime sahip olmamasından kaynaklanabilecek sorunları da engelleyecektir.
Fakat, yukarıda da belirttiğimiz gibi, bunun kısa vadeli ve çok spesifik senaryolarda kullanılması gereken bir liderlik tarzı olması gerekir. Zira hiçbir işletme, değerli çalışanları uzun vadede kaybetmeden böylesine hegemonik bir kültürü sürdüremez. Otokratik liderler, genel morali ve yaratıcı problem çözme yeteneğini önemli ölçüde azaltabilir. Örneğin vardiya saatlerini hiç kimseye sormadan değiştirebilirler, bu da doğal olarak pek çok sorun yaratır. Ortaya çıkabilecek diğer sorunlar arasında tek bir kişiye aşırı güvenme, gereğinden fazla mikro yönetim ve yenilikçi fikirlerin ortaya çıkmasının engellenmesi yer alır.
Bu, ismini Fransızca "laissez-faire" teriminden alan bir liderlik türüdür. Bu terim, “bırakınız yapsınlar” anlamına gelir ve liberal politikalar çerçevesinde devletin serbest piyasaya müdahale etmemesi anlamında sıklıkla kullanılır. Aynı şekilde, bu liderlik tarzına sahip olan yöneticiler de neredeyse tüm yetkileri çalışanlarına bırakır ve onlara yalnızca kesinlikle gerekli olduğu zaman karışır. Bu tarz liderlerin ortak özellikleri sınırlı rehberlik, yönlendirme ve geri bildirim sağlamaları, minimum düzeyde müdahale etmeleri, çalışanlara özerklik ve özgürlük sunarak onlar için bir “serbest alan” yaratmalarıdır.
Bırakınız yapsınlar liderleri, çalışanların işlerinden sorumlu olmalarını sağlar. Herkes kendi kararlarını almakta özgürdür ve bu kararlarından dolayı sorumludur. Böyle bir çalışma şekli çoğu çalışan için teşvik edici bir etkiye sahip olacaktır. Böyle liderlerin bulunduğu işletmeler rahat bir şirket kültürü sağlar. Aynı nedenle, yaratıcılık gerektiren sektörler (reklam ajansları, ürün tasarımı vs.) için iyi bir model olabilir.
Çoğunlukla yeni girişimlerde (startup) tercih edilen bir liderlik tarzıdır. Mesela çalışma saatleri veya son teslim tarihleri konusunda kesin kurallar yoktur. Lider, yalnızca şirketin genel işleyişine odaklanır ve çalışanlarına tam bir güven duyar. Bu güven sayesinde insanların kendilerini değerli hissetmeleri mümkün olur ve belirlenen hedeflere ulaşmak için kendi kendilerini yönetirler.
Ancak tahmin edilebileceği gibi böyle bir şirket içinde çalışmanın getireceği önemli zorluklar da vardır. Bırakınız yapsınlar liderliği, ekip üyelerinin gelişimini sınırlayabilir zira yeni veya deneyimsiz çalışanlar için neredeyse hiç rehberlik sunmaz. Roller ve sorumluluklar da belirsizdir. Bu olduğu zaman, insanlar birbirine bağlı bir grup yerine özerk şekilde çalışmayı tercih edecektir ve bu da hem büyüme hem de öğrenme fırsatlarının gözden kaçırılmasına yol açabilir.
Stratejik liderler, ideal bir dünya içinde en ideal yöneticiler olabilir ve aynı nedenle gerçek hayatta oldukça nadir görülürler. Bunun nedeni, bu tarz liderlerin bilgiye, deneyime, uzmanlığa, vizyona, rekabetçi farkındalığa ve uyum yeteneğine sahip olmalarıdır. Stratejik bir lider, çalışma koşullarının herkes için istikrarlı ve adil olmasını sağlar fakat aynı zamanda liderliğin gerektirdiği sorumluluklardan kaçınmaz.
Stratejik liderler bir işletmeyi uzun vadeli hedeflere doğru yönlendirmek için çabalar. Bu liderlik tarzı, dinamik iş ortamında başarılı olabilecek ileri görüşlü, çevik ve uyarlanabilir bir işletme elde etmenizi sağlar. Böyle bir lider sorular sorar ve cevapları değerlendirerek bir strateji geliştirir, bunun nasıl uygulanacağını belirler ve gelecekteki büyüme fırsatlarını daima dikkate alır.
Bu tarz liderler verimli, şeffaf ve iş birliğine dayalı bir çalışma ortamını teşvik ederler. Mevcut kaynaklardan en iyi şekilde yararlanmak mümkün olacağından, verimlilik kayda değer bir oranda artacak ve çalışanlar da motive olabilecektir.
Bu liderlik tarzının tek bir dezavantajı vardır. Stratejik liderler, çok fazla sorumluluk üstlenebilir ve geleceğe fazlasıyla odaklanarak güncel kritik konuları gözden kaçırabilirler. Bu nedenle, bir “tek adam” modeli olarak uygulanmamaları ve yetki paylaşımı ile yetki devrine önem verilmesi gerekir.
Dönüşümcü liderler ekip çalışanlarının güvenini kazanmaya odaklanır, ekip üyelerini cesaretlendirir ve onları belirlenen hedefe ulaşmaya yönlendirir. Dönüşümcü liderlik bir işletmenin geleneklerini modernleştirmeye, yeni gelenekler oluşturmaya ve çalışanların becerilerini geliştirmeye çalışır. Bu liderlik tarzının nihai hedefi, işletmede kalıcı bir olumlu değer yaratmak, ekip üyelerinin tam potansiyellerine ulaşmalarını sağlamak ve işletmenin başarısını artırmaktır.
Dönüşümcü liderler, çalışanlara yenilikçi düşünme konusunda ilham verir. Bu yaklaşım, şirketlerin üretkenliğini ve kârlılığını artıracak yeni fırsatların ortaya çıkmasını sağlayabilir. Çalışanların memnuniyeti, morali ve motivasyonu da diğer liderlik tarzlarına kıyasla daha yüksek olacaktır.
Fakat dönüşümcü liderler çalışanların bireysel öğrenme eğrilerini gözden kaçırma ve bireylerin gelişimini şirketin gelişiminin önüne koyma eğilimindedir. Motivasyon bazlı bir yaklaşım, bir süre sonra ekip üyeleri arasında tükenmişliğe de neden olabilir. Bu nedenle, ulaşılması gereken hedeflerin ve bu hedeflere ulaşmak için son tarihlerin bir listesini tüm çalışanlara vermek önemlidir. Hedefler başlangıçta oldukça basit belirlenebilir ancak çalışanlar kendilerini geliştirdikçe ve görevleri tamamladıkça giderek zorlu hâle gelebilirler.
Statükocu liderlik, temel prensibi ödül ve ceza sistemini kullanmak olan bir yönetim modelidir. Çalışanların davranışlarını motive etmek ve yönlendirmek için hem ödüller hem de cezalar verilir. Bu liderlik modelinde, yönetici belirli kurallar ve standartlar koyup çalışanların performans verilerini yakından takip etmeye başlar.
Çalışanlar hedefe ulaşırsa bir ödül (mesela ek bir tatil günü) kazanabilirler. Ancak bunu başaramazlarsa cezalandırılmaları gerekir. Cezanın içeriği değişiklik gösterebilir, çalışandan hafta sonu gelip çalışması veya bir eğitime katılması istenebilir.
Bu liderlik tarzı tamamen statükoyu korumakla ilgilidir. Yani önceden belirlenen hedefe ulaşılmasına ve standartların karşılanmasına odaklanır. Tüm çalışanların yakından ve düzenli olarak takip edilmesinin şart olduğuna inanır. Böyle bir yaklaşım, bağlılığı ve adanmışlığı ödüllendirecektir. Ayrıca hedefler ve görevler çok net belirlendiğinden, çalışanlar ne yapmaları gerektiği konusunda bir tereddüt yaşamaz. Buna ek olarak, istenen şey yapıldığında ne elde edeceklerini de bilirler. Statükocu liderlik, büyük ölçekli şirketlerde sıklıkla kullanılan bir modeldir.
Ancak çalışanlarla ilişkiler kurmak, onlara rehberlik etmek ve ekip moralini geliştirmekle ilgilenmez. Ödül-ceza sistemiyle motivasyon yaratmaktan ibarettir. Yaratıcılığın azalmasına ve ceza korkusu nedeniyle verimlilikte düşüşe neden olabilir.
Rehber liderler, bir ekibin her üyesinin güçlü yönlerini belirlemeye, onları geliştirmeye ve insanların birlikte daha iyi çalışmasını sağlayacak stratejiler geliştirmeye odaklanır. Bir bakıma demokratik liderlik gibidir ancak çalışanların bireysel düzeyde başarısına daha çok önem verir ve buna vurgu yapar. Rehber liderler, çalışanlara denemeleri için farklı görevler verir, onlara yol gösterir, çalışanları diğer ekip üyelerinden yeni beceriler öğrenerek güçlü yönlerini geliştirmeye teşvik eder.
Bu liderlik tarzı, ekip üyelerinde güven oluşturmaya ve onlarla güçlü ilişkiler kurmaya odaklanır. Bireysel fikirlerin paylaşılmasını teşvik eder, hemen her adımda geri bildirim almaya çalışır ve birlikte çalışmayı kolaylaştıracak bir alan oluşturur. Rehber liderlik güçlü bir şirket kültürü yaratabilir ve bu tarz yöneticiler şirketten ayrıldıktan sonra bile değerli bir mentor olarak hatırlanır. Uzun vadeli bir vizyon geliştirmek için çok faydalı olabilirler.
Bununla birlikte, kısa sürede sonuç vermesi mümkün olmayan bir modeldir. Rehberlik sağlayarak çalışanları bireysel düzeyde geliştirmek çok uzun sürebilir ve her çalışan için farklı sonuçlar verebilir. Bir kez daha, yalnızca zaman ve kaynak bakımından kısıtlaması olmayan proje veya işletmeler için iyi bir seçim olacaktır.
Bir lider olarak kendi tarzınızı geliştirmeniz ve bunu yaparken de kendi deneyimlerinizi ve alışkanlıklarınızı kullanmanız gerekir ancak bu liste farklı seçeneklerin neler olduğu ve her birinden ne beklemeniz gerektiği konusunda iyi bir fikir sahibi olmanızı sağlayacaktır.
Kendi tarzınızı geliştirirken kişisel özelliklerinizi düşünün, işletmenin ve/veya takımın hedeflerini değerlendirin ve çalışanların bireysel bilgi/deneyim düzeylerini dikkate alın. Kendine güvenen ve yetenekli bir lider olmanın yolu budur. Ayrıca işlerin beklendiği gibi gitmediğini fark ederseniz liderlik tarzınızı değiştirmekten veya daha esnek/katı hâle getirmekten çekinmeyin. Biraz zaman ve çaba gerektirecek olsa da liderlik tarzınızı değiştirmeniz mümkündür ve belki de en ideal olanı budur. İşletmeler de gelişip değişir, dolayısıyla liderlik tarzlarının da buna uyum sağlaması gerekir.
Paylaşabileceğimiz başka liderlik tarzları da var ancak pratikte en çok tercih edilenler bunlardır ve türü ne olursa olsun, sizin işletmeniz için de ideal seçenek büyük ihtimalle bu liste içerisinde yer alacaktır. Bir kez daha, Bitrix24'ün her liderlik tarzına uyum sağlayacak ve her yönetici için değerli araçlar sağlayacak bir platform olduğunu hatırlatalım. Yapay zekâ destekli platformumuz hem işletmenizi hem de projelerinizi verimli ve etkili olarak yönetebilmeniz için gereken her şeye sahiptir. Hemen bugün aramıza katılın ve işletmenize katabileceğimiz değere kendiniz tanık olun!
35'den Fazla Araç Sayesinde Bitrix24 ile İşinizi Geliştirin
Ücretsiz Kaydol