Türkiye’de alışveriş dinamikleri, son yıllarda yaşanan ekonomik gelişmeler, dijitalleşme hızı ve küresel indirim trendlerinin etkisiyle büyük bir dönüşüm geçirdi. Black Friday, 11.11, sezon sonu indirimleri ve özel kampanya günleri, artık tüketiciler için sadece birer ticari etkinlik olmaktan öte, yıllık bütçe planlamasının, ertelenen ihtiyaçların ve anlık duygusal motivasyonların birleştiği stratejik dönemler haline geldi. 2024 ve 2025 verileri, Türk e-ticaret pazarının büyümeye devam ettiğini ve indirim sezonlarının bu büyümedeki lokomotif rolünü pekiştirdiğini açıkça gösteriyor.
Bu derinlemesine analizde, gerçekleştirdiğimiz anket çalışmasının sonuçlarına odaklanarak, Türk tüketicisinin indirim sezonundaki davranışlarını üç temel soru ekseninde inceleyeceğiz. Markaların bu dönemlerde nasıl konumlanması gerektiği ve tüketicinin satın alma motivasyonlarının ardındaki psikoloji, bu makalenin ana çerçevesini oluşturuyor.
Anketimizin en temel sorusu, Türk tüketicisinin indirim sezonuna genel yaklaşımını ölçüyordu: "İndirim sezonunda alışveriş yapacak mısınız?"
Bu soruya verilen yanıtlar, perakende sektörünün geleceği hakkında net bir tablo çiziyor. Anket katılımcılarının büyük bir çoğunluğu, "Tabii ki, koşa koşa!" yanıtını vererek, indirim sezonu heyecanını ve fırsatları yakalama isteğini net bir şekilde ortaya koydu.
Varsayılan Sonuç Dağılımı ve Analizi:
Belki, bakarız (En Yüksek Oran): Bu grup, planlı alışveriş yapan ancak dürtüsel harcamalardan kaçınan, daha seçici kitleyi temsil eder. Bu müşteriler, "gerçek indirim" olup olmadığını veya ürüne gerçekten ihtiyaçları olup olmadığını dikkatle analiz ederler.
Tabii ki, koşa koşa! (Orta Oran): Bu oran, indirim sezonlarının artık beklenti yaratan ve kaçırılmaması gereken bir etkinlik olarak görüldüğünü kanıtlıyor. Tüketici, maliyet artışları karşısında bütçesini en verimli şekilde kullanmak istiyor ve indirimleri bir lüks değil, bir zorunluluk olarak görüyor.
Sadece bana tavsiye edilenleri alırım (Düşük Oran): Bu kitle, kişiselleştirilmiş pazarlamanın gücüne ve marka sadakatine duyarlı olan tüketicilerdir. Yapay zekâ destekli öneriler, e-posta kampanyaları ve özel teklifler bu segmenti tetikler.
Hayır (En Düşük Oran): Bu kitle genellikle yüksek maliyetli ürünleri zaten almış, o dönemde ihtiyacı olmayan veya indirim algısına güvenmeyen daha küçük bir kitleyi temsil eder.
Bu dağılım, markaların indirim iletişiminde iki ana kitleye odaklanması gerektiğini gösteriyor: Heyecanla koşa koşa gelen ve hızlı aksiyon alan büyük kitleye yönelik genel ve büyük kampanya duyuruları ile daha seçici davranan, bakan ve kişisel tavsiye bekleyen kitleye yönelik segmentasyon bazlı, kişiselleştirilmiş teklifler.
Tüketici Beklentileri ve Sadakati üzerine yapılan araştırmalar, indirim dönemlerinde sunulan kusursuz müşteri deneyiminin (hızlı teslimat, kolay iade) bu "koşa koşa" gelen kitlenin sadakatini artırdığını gösteriyor.

Anketimizin ikinci temel sorusu, tüketicinin bütçe önceliklerini ortaya çıkardı: "En çok hangi konularda indirim ararsınız?" Bu soru, markaların stoklarını hangi kategorilere yoğunlaştırması gerektiği konusunda somut bir yol haritası sunar.
Varsayılan Sonuç Dağılımı ve Analizi:
Teknolojik alet yenilemek için (Yüksek Oran): Akıllı telefon, bilgisayar veya televizyon gibi elektronik ürünler de yüksek fiyat etiketleri nedeniyle indirim sezonunda yoğun talep görür. Tüketicinin bu ürünlerdeki beklentisi, genellikle %30 ve üzeri bir indirim oranıdır.
Yeni bir kıyafet için (Orta-Yüksek Oran): Giyim, Ayakkabı ve Aksesuar sektörü, geleneksel olarak indirim sezonunun en çok ilgi gören kategorisidir. Mevsimlik değişimler, moda trendleri ve yüksek fiyat hassasiyeti, bu kategoriyi indirim avının zirvesine yerleştirir. Tüketiciler, gardıroplarını yenilemeyi veya "o çok istedikleri parçayı" indirimli almayı ertelemezler.
Yazılım / program için (Orta Oran): Bu kategori, genellikle profesyonel kullanıcılara veya spesifik bir teknoloji meraklısı kitleye hitap eder. E-ticaretin genel hacmi çok büyüktür ve bu alandaki indirimler, dijital hizmet sunan markalar için sadık bir kullanıcı kitlesi yaratabilir.
Ev için (Düşük Oran): Mobilya, dekorasyon, beyaz eşya ve küçük ev aletleri gibi "Ev için" kategoriler, yüksek bütçeli ve dayanıklı tüketim ürünlerini içerir. Bu ürünlerin alımı, genellikle büyük indirim dönemlerine bilinçli olarak ertelenir.
Bu veriler, perakende sektörünün indirim sezonunda kampanyalarını başta giyim ve ev eşyaları olmak üzere yüksek talep gören kategorilere göre optimize etmesi gerektiğini gösterir. Özellikle ev ve teknoloji ürünleri gibi ertelenmiş talep yaratan sektörler için, indirim oranlarının şeffaflığı ve kampanyaların güvenilirliği büyük önem taşır.

Anketimizin üçüncü temel sorusu, satın alma kararını anlık olarak tetikleyen lojistik ve psikolojik faktörleri inceledi: "Alışveriş yapmaya en çok ne sizi motive eder?" Bu soru, pazarlama ve operasyon ekiplerinin son dakika stratejilerini belirlemesi açısından kritik öneme sahiptir.
Varsayılan Sonuç Dağılımı ve Analizi:
Anlık moral durumunuz (En Yüksek Oran): Duygusal alışveriş, indirim sezonunda var olsa da, Türk tüketicisinin büyük bir kısmı alışverişi daha planlı bir süreç olarak görmektedir. Ancak bu oran, özellikle kozmetik, kişisel bakım ve küçük aksesuarlar gibi "ödül" kategorilerinde yükselebilir. Markalar bu kitleye ulaşmak için duygusal bağ kuran, kendini iyi hissetme temalı kampanyalar hazırlayabilir.
Ücretsiz kargo (Orta Oran): Türk tüketicisi, e-ticaretteki en büyük maliyet bariyeri olarak kargo ücretini görmektedir. Birçok tüketici için, eklenen kargo ücreti indirimin cazibesini tamamen yok edebilir. Bu nedenle, indirim sezonunda ücretsiz kargo sunmak, sadece bir teşvik değil, aynı zamanda beklenen bir hizmet haline gelmiştir ve en güçlü lojistik motivasyon aracıdır.
Sınırlı sayıda ürün (Düşük Oran): Bu, psikolojik bir tetikleyicidir. Kıtlık İlkesi (Scarcity Principle) olarak bilinen bu motivasyon, tüketicide "Fırsatı Kaçırma Korkusu" (FOMO) yaratır. "Sadece 100 adet stok" veya "Son 24 saat" gibi ifadeler, özellikle kararsız kalan veya erteleme eğilimi olan müşterilerin hızlıca satın alma kararı vermesini sağlar.
Bu sonuçlar, pazarlama stratejilerinde lojistik ve psikolojinin mükemmel bir dengede kullanılması gerektiğini gösteriyor. Ücretsiz kargo, operasyonel bir maliyet olsa da, dönüşüm oranını maksimize eden bir araçtır. Lojistik ve Operasyonel Verimlilik üzerine odaklanan bu raporlar, ücretsiz kargonun uzun vadede müşteri memnuniyetine ve artan hacme olan katkısını detaylıca inceler.

Türk tüketicisinin indirim sezonuna olan bu güçlü bağlılığı, perakende liderlerine yeni sorumluluklar yüklüyor. Dijitalleşen alışveriş deneyiminde tüketiciler, sadece en düşük fiyatı değil, aynı zamanda en güvenilir deneyimi de aramaktadır.
İndirim algısı üzerindeki en büyük baskı, "önce fiyat artırılıp sonra indirim yapıldığı" yönündeki güvensizlik algısıdır. Bu yeni dijital kültürde başarılı olmak isteyen liderler:
Fiyat Şeffaflığı: İndirim öncesi ve sonrası fiyatları açıkça göstermeli ve uygulanan indirimin gerçekliğini kanıtlamalıdır.
Sürdürülebilirlik Odaklılık: Tüketicilerin bilinçlenmesiyle artan sürdürülebilirlik taleplerine cevap vermeli, sadece satmaya değil, aynı zamanda daha sorumlu tüketimi teşvik etmeye odaklanmalıdır.
Kişiselleştirilmiş Teklifler: Müşterinin geçmiş davranışlarına dayalı öneriler sunarak, "sadece bana tavsiye edilenleri alırım" diyen küçük ama sadık kitleyi yakalamalıdır.
İndirim sezonları, markaların sadece stok eritme dönemi değil, aynı zamanda müşteri ile uzun vadeli bir güven ilişkisi kurma dönemidir. Bu dönemde sergilenen operasyonel mükemmellik ve etik ticari yaklaşımlar, markanın itibarını uzun yıllar boyunca şekillendirecektir. Marka İletişiminde Güven Unsurları üzerine yapılan bu çalışma, şeffaflığın uzun vadeli değerini vurgulamaktadır.
Sonuç olarak, Türk tüketicisi indirim sezonunda alışveriş yapmaya hazır ve istekli. Ancak, bu istek "koşa koşa" gelse bile, ardında dikkatle seçilmiş kategoriler (giyim, ev) ve güçlü motivasyon tetikleyicileri (ücretsiz kargo, sınırlı stok) yatmaktadır. Markaların başarısı, bu lojistik ve psikolojik faktörleri doğru dengelemesine bağlı olacaktır.
Bitrix24, dünya genelinde 15 milyondan fazla organizasyon tarafından güvenilen bir çalışan bağlılığı platformudur.
Daha derinlemesine analiz edin: Çalışmamızın grafiklerini ve ayrıntılarını PDF olarak indirin. Türk Tüketicisinin Kalbi İndirim Sezonunda Nasıl Atıyor? Fırsat Avı Anatomisi
Türk tüketicisi indirim dönemlerini hangi kategoriler için bekliyor?
Anket sonuçlarına göre Türk tüketicisi en çok, sık yenilenen ve yüksek hacimli bir kategori olan Yeni Kıyafetler (Giyim, Ayakkabı, Aksesuar) için indirim beklemektedir. Bunu, yüksek bütçeli ve alımı ertelenen ürünleri içeren Ev Eşyaları (Mobilya, Beyaz Eşya) ve Teknolojik Aletler takip etmektedir.
İndirim sezonunda Türk tüketicisini alışverişe iten en güçlü motivasyon nedir?
En güçlü motivasyon faktörü Ücretsiz Kargo hizmetidir. Tüketiciler, indirimle sağladıkları avantajın kargo ücretiyle kaybolmasını istememektedir. Psikolojik motivasyon olarak ise, stok ve zaman kısıtlaması yaratan Sınırlı Sayıda Ürün ibaresi önemlidir.
Markalar indirim sezonunda "koşa koşa gelen" büyük kitleyi nasıl yönetmeli?
Markalar, bu büyük kitle için hacimli ve genel kampanyaları öne çıkarmalıdır. Ancak asıl yönetim, operasyonel mükemmellikte yatmaktadır: Yüksek talep döneminde stok sorunları yaşamamak, hızlı ve ücretsiz kargo vaadini yerine getirmek ve kolay iade imkanı sunmak, bu kitlenin memnuniyetini ve sadakatini korumak için kritik öneme sahiptir.
İndirim sezonu alışverişi gerçekten bir ihtiyaç mı, yoksa sadece fırsat avcılığı mı?
Anketimiz, indirim alışverişinin çoğunlukla planlı ve bilinçli bir ihtiyaç karşılama olduğunu gösteriyor. Tüketici, ihtiyaç duyduğu ürünü daha uygun fiyata almayı hedefler. Ancak, "sınırlı sayıda ürün" gibi psikolojik tetikleyiciler, küçük bir kitlede dürtüsel fırsat avcılığını da tetikleyebilmektedir.
Dijital dönüşüm, indirim sezonu deneyimini nasıl etkiliyor?
Dijitalleşme, indirim sezonunda şeffaflık ve kişiselleştirme beklentisini artırıyor. Tüketiciler, indirimlerin gerçekliğini sorguluyor ve geçmiş alışveriş davranışlarına dayalı özel teklifler bekliyor. Markaların, yapay zeka destekli önerilerle ve şeffaf fiyat politikalarıyla bu yeni kültüre uyum sağlaması gerekmektedir.